Doğanın Kalbinde Bir Sofra: Arıcıların Öğle Molası
Doğanın Kalbinde Bir Sofra: Arıcıların Öğle Molası
Arıcılık; doğayla iç içe, sabır isteyen, emek yoğun ama bir o kadar da ruhu besleyen bir meslek. Gün boyu arıların ihtiyaçlarıyla ilgilenirken, kimi zaman bir ağacın gölgesinde, kimi zaman çiçeklerin arasında verilen küçük molalar bu işin en huzurlu anlarından biri. Bu yazımızda, arıcıların doğanın kalbinde kurduğu o mütevazı ama bereketli sofralardan birine konuk olacağız.
VIDEO
Ne Varsa Doğadan, Ne Varsa Gönülden
Arıcılıkta öğle yemeği, ne lüks bir masada ne de çeşit çeşit tabaklarla yapılır. Bazen bir zeytin, bazen bir dilim peynir, domates, taze bir soğan… Yanına bir tutam kekik kokusu, kuş sesleri ve doğanın binbir rengi. İşte bu, arıcının karnını değil, ruhunu da doyuran sofradır. Sadece doğadan gelen değil, anneden kalma tarifler, evden getirilen yoğurt, süzme peynir, zeytinyağı… Belki de en kıymetlisi: birlikte yemek yemenin verdiği o sıcaklık.
Yalnızca Arılar Doymaz
Arılar nektar peşinde çalışırken, biz insanlar da onların peşinde yoruluruz. Ama bu yorgunluğun ödülü, doğanın içinde bir avuç gölge bulup serilen bir bezin üstüne kuruluvermiş bir sofradır. Kimi zaman kuru ekmek, kimi zaman taze domates… Arıcılıkta yemek, sadece bir ihtiyaç değil; doğayla kurulan derin bir bağın kutlamasıdır.
Cebinizde Para Olsa da Bu Sofrayı Her Yerde Kuramazsınız
Ne kadar paranız olursa olsun, bu doğallığı, bu samimiyeti şehirde yaşamak zordur. O yüzden belki de bu anlar, arıcılığın en güzel hediyelerindendir. Kamp gibi, ama plansız; piknik gibi, ama daha içten. Zamanın yavaş aktığı, yüzlerin gülümsediği, doğanın bir parçası olduğumuzu hatırlatan anlar…
Etiketler: egitim7
Mayıs 11, 2025
Listeye dön